Friday 11 September 2015

Bahar ve bir takım haller


Bronz adamlar ve gümüş kadınlar,
Aşınan eşyaların kokusunda.
Tozunu alırken yarım kalmış sevdalarımın,
Horozlu gece lambam:
Cesaret ışığım.

Biteviye bir telaş sözcüklerimde!
Sözüm ona noktalar,
Bit yeniği arıyor,
Terkedilmiş sarı bahçelerinde,
Eserekli aklımın.

Annesi olan biri gibi de davranmıyorum artık.
Oysa,
Annesi olan birini çetrefil gözlerinden tanırım!
Otuz iki kısım,
Tekmili birden geliyor,
Uykusu bölünüyor,
Densiz yalnızlıklarımın.

Limoni sözler ve kayıtsız bakışlar,
Bir ben miyim Mayıs'ı bu kadar sancılayan?
Velveleye veriyorum ortalığı bir rüzgar esse,
Rahatı kaçıyor,
Yeşeremeyen yapraklarımın.

Hasbelkader bir ayna arıyor gözümün önünde,
İsmiyle müsemma:gelmeyen bahar.
Baksa görecek kendini,
Görse gelecek,
Gelse boşalacak zembereği aklımın.

No comments: