Friday 11 September 2015

Bahar ve bir takım haller


Bronz adamlar ve gümüş kadınlar,
Aşınan eşyaların kokusunda.
Tozunu alırken yarım kalmış sevdalarımın,
Horozlu gece lambam:
Cesaret ışığım.

Biteviye bir telaş sözcüklerimde!
Sözüm ona noktalar,
Bit yeniği arıyor,
Terkedilmiş sarı bahçelerinde,
Eserekli aklımın.

Annesi olan biri gibi de davranmıyorum artık.
Oysa,
Annesi olan birini çetrefil gözlerinden tanırım!
Otuz iki kısım,
Tekmili birden geliyor,
Uykusu bölünüyor,
Densiz yalnızlıklarımın.

Limoni sözler ve kayıtsız bakışlar,
Bir ben miyim Mayıs'ı bu kadar sancılayan?
Velveleye veriyorum ortalığı bir rüzgar esse,
Rahatı kaçıyor,
Yeşeremeyen yapraklarımın.

Hasbelkader bir ayna arıyor gözümün önünde,
İsmiyle müsemma:gelmeyen bahar.
Baksa görecek kendini,
Görse gelecek,
Gelse boşalacak zembereği aklımın.

Ben yine ben


Sulara gömdüğüm tavşan uykularımın üstünden gemiler geçiyor,
Uyanıyorum.
Ki her yaz olurdu böyle şeyler,
Alışkındım.
Aşık atardım karanlıklarla,
Ve dahi uykusuzluklarla.
Şimdi ufacık bir dalga vursa,
Gözlerim mor,
Gözlerimde çiçek açmış erik ağaçları.

Böyle gitmez bu!
Böyle gider ya da ta Merih’e!
Kulp takmasam iğde kokan gecelere,
Bir bakarsın,
Kıyılarım sütliman,
Kıyılarımda yarım kalmış martı çığlıkları.

Şimdi ben,
Eski kafalı bir kadın,
Yaz sarhoşu ben,
Ben düşünmekten yorgun.
Yelken açarım gömüldüğüm sulara her haziran
Dümenim koşar martılara
Dümenimde eskimiş mayıs kırıkları.

Desem ki ah ben yine,
Bilmediklerimin gevezesi,
Bildiklerimin yoksunuyum!
Biraz güneş,
Biraz tuz,
Biraz kum olsa da biraz,
Eylüllerim ağlar kasımlara,
Eylüllerimde yarım kalmış nisan yağmurları.

Eylüllerimde yarım kalan nisan sarhoşlukları.

Kemal



“Saçma sapan” kelimesinden arakladığın sapanla vurduğun kuşlar,
Ölmüyor,
Şaşırmaktasın.
“Can eriği”nin kalbi atmaz,
Çek kulağını,
Duyulmaz,
Kendini kandırmaktasın.
Anne eşarbıyla yaptığın elbisen küçülmez sanırken,
Bir tezatla
Zamanını işine satmaktasın.

İlla tanıyorsundur adı “Yasemin” birini.
Adı çiçek,
İçi çiçek,
Yüzü çiçek bozuğu.
Yaseminler severdi seni, yaş yedi kuru simide talim,
Gittiler sen büyürken,
Giderler.
Arama işteş fiillerde sonsuzluğu.

Üç boyutlu bu dünyada büyümek zor derdi bizden birisi.
Doğmak üç,
Ölmek üç,
Çay içmek üç,
Büyümek dört belki.
Büyüyor ellerin günden güne,
Selam çakıp erişilen kemallere.
Büyüdükçe artmaktasın,
Anneni özlemek üç derken,
Ebedi yalnızlaşmaktasın.