Ben:
‘Gizli işlenen günahların günah sayılmadığı bir gezegen varsa gidelim.’
O:
‘Hakk ile batını birbirinden ayırmak için bıçak mı gerekli?’
Ben:
‘Büyücek bir sıkıntı var içimde.’
O:
‘Akan gözyaşlarına saçlarını bastığındandır hep.’
Ben:
‘Kendime renkli bir rüya yaptım- kendi ellerimle.’
O:
‘Beni tanımaya maviden başla.’
Ben:
‘İstim tutmuş ellerimi hangi denizde yıkasam?’
O:
‘Güneş buralarda çok erken batıyor-belki güney.’
Ben:
‘Nevrim döndü elimden geneli ardıma koymaktan.’
O:
‘Susuyorsun, düşünmeyi Yunan filozoflarına bıraktığından beri.’
Ben:
‘Eserekli bir kadınım diye çığlık atsam ne olur?’
O:
‘Zeytin bahçeleri ve tütün tarlaları kadar.’
Ben:
‘Okuduklarımı değil, okumadıklarımı biliyorum.’
O:
‘Kapıyı kime çarpsan ardından uzun menzilli bir pencere açılıyor.’
Onlar:
‘Siz aslında,
İncir çekirdeğine çoktunuz, ağaç nafile.
Feroina’yı bile küstürdünüz.’
Hepimiz:
‘Elbet bir gün hayatı kanıksayacağız.’
No comments:
Post a Comment