Tuesday 1 July 2014

Ademoğlu

Sıradan bir otobüs durağı günü.
Sıradan bir yolcu.
Yolcu bir ademoğlu.
Yolcu bir baba-ademoğlu.
Diyelim ki içi çıtkırıldım, dışı hayhuy,
Diyelim ki içi delişmen, dışı tüysiklet.

Elindeki ücretsiz biniş kartını evirip çeviriyor durmadan,
Durakta, durmadan,
Çeviriyor durmadan.

Otobüsün gelmesine ramak kala,
Çorabından mendilini çıkarıp,
Terlemiş ensesine koyuyor,
Küçükken terli sırtına havlu koyan anacığını anımsıyor.

Durak kalabalık.
Baba-ademoğlu ayakta.
Gençler ellerinde sigara,
Beis görmeksizin oturuyor.

Derken bir uğultu bir telaş,
Geçip gidiyor seksen model otobüs.
Baba-ademoğlu sunturlu bir küfür savursa da,
Şoför duymaya kani mi?

Çil yavrusu gibi dağılıyor insanlar.
Belli ki başka bir yolunu bulacaklar.
Baba-ademoğlu hala durakta,
Elinde ücretsiz biniş kartı,
Evirip çeviriyor durmadan,
Durakta, durmadan,
Çeviriyor durmadan.
Bir sonraki otobüs yirmi dakika sonra.
Eskiden olsa yürürdü baba-ademoğlu.
Ama o meşum iş kazası olalı,
Sakat kaldı, biçare.
Emekli oldu malulen,
Nefes alıyor asgari ücrete tabii,
Ha bir de biniş kartı var-ücretsiz verilen.

Baba-ademoğlu memnun halinden,
Basmasa da ayağı,yaşayıp gidiyor.
İçinde büyükçe bir minnet silsilesi,
Patronuna her daim dua ediyor.

2 comments:

Muzaffer Şen said...

Bunlar cidden güzel şiirler. Neden başka şekilde değerlenmiyorlar tarafından?

ozlemanadol said...

Olgunlaşmalarını bekliyorum.